Aile, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapıdır. Bu sosyal yapı kimi zaman toplumdaki sorunlardan kimi zaman aile bireyleri arasındaki anlaşmazlıklardan etkilenebilmektedir. İşte bu sebeple bireylerin kurdukları aile birliğinin sağlıklı bir şekilde devamı için Aile hukuku adı altında özel düzenlemeler getirilmiştir.
Aile hukuku medeni hukukun ve dolayısıyla özel hukukun alt dalıdır. Aile hukuku hükümleri Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup genel hatlarıyla nişanlanma, evlenme, boşanma, nafaka yükümlülükleri, velayet, eşler arasındaki mal rejimleri, soybağı kurulması, evlat edinme gibi aile hukukundan doğan ihtilaflarla ilgili konuları kapsar. Ayrıca kadın ve çocuk hakları da aile hukuku içerisinde yer alır.
Aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözmek Aile Mahkemelerinin görev alanına girer. Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerde görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Aile Mahkemeleri, Türk Medeni Kanununda düzenlenen aile ile ilgili ihtilafların çözümünün yanı sıra 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümleri kapsamında tedbir kararları vermekle de görevlidir.
Aile Mahkemeleri şiddet mağduru veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin engellenmesi maksadıyla tedbir kararları vermekle görevli olup, bu kararlar mahiyeti gereği başvurunun ardından kısa sürede karara bağlanır. Ancak bu tedbir kararları dışındaki aile hukukuna ilişkin davaların sonuçlanma süreleri, davanın türüne ve davanın görüldüğü yetkili mahkemenin iş yoğunluğuna göre değişebilmektedir.
Aile hukukunun en geniş olarak ele aldığı ve en çok ihtilaf içeren konusu boşanmadır. Boşanma davasının, anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere 2 türü bulunmaktadır. Tarafların boşanma, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususlarında anlaşmaları üzerine hazırlanan boşanma protokolünü mahkemeye sunmaları üzerine anlaşmalı boşanma davası kısa bir süre içerisinde sonuçlanabilmektedir. Bu kapsamda Şentürk&Dündar Avukatlık Bürosu olarak taraflar arası protokol düzenlenmesi ve bunun yürütülmesi konularında hizmet vermekteyiz.
Boşanma davasının anlaşmalı veya çekişmeli olarak açılması yargılamanın devamı açısından önem arz etmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların kusuru veya gerekçesi uyuşmazlık konusu yapılmazken çekişmeli boşanma davasında davayı açan eş hem boşanma nedenini göstermeli hem de boşanma davasında karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamalıdır.
Çekişmeli boşanma davasında taraflar, boşanma dilekçesinde gösterdikleri sebepleri davanın yargılaması sırasında ispatlamalıdır. Aksi takdirde boşanma davası reddedilir. Boşanma sebepleri genel nitelikte sebepler (evlilik birliğinin sarsılması vb.) olabileceği gibi özel nitelikte sebepler (zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı) de olabilir.
Tarafların boşanma davası açma haklarının yanı sıra ayrılık davası da açma hakkı da bulunmaktadır. Açılan bir boşanma veya ayrılık davasında Mahkemece tarafların barışma ve evliliklerini devam ettirme ihtimali olduğu kanaatine varılırsa bu durumda ayrılık kararı verilir. Hakim 1 ila 3 yıl arasında ayrılık süresine karar verebilmektedir. Bu süre kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren başlayacaktır.
Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan kusursuz veya daha az kusurlu taraf boşanma ile birlikte, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat ile manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. Maddi ve manevi tazminat davası, boşanma davası ile birlikte açılabilmesinin yanı sıra boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde ayrı bir dava şeklinde de açılabilir.
Boşanma davası açıldıktan sonra eş veya ergin olmayan çocukların geçinmesini sağlamak üzere tedbir nafakasına hükmedilebilir. Tedbir nafakası geçici bir tedbir olduğundan tarafların kusuruna bakılmaz. Dava sürecinde tarafların maddi durumuna göre hakim hangi taraf lehine tedbir nafakasına hükmedeceğine karar verir.
Herhangi bir boşanma ya da ayrılık talebi olmadan eşlerden birisinin ayrı yaşamada haklı olduğunu ispatlaması koşulu ile de diğer eşten tedbir nafakası talep edilebilir. Velayeti kendisine verilmeyen eş aleyhine, ergin olmayan çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının boşanma ya da ayrılık kararının kesinleşmesi ile birlikte iştirak nafakası şeklinde ödenmesine karar verilir.
Bu nafaka türündeki amaç ergin olmayan çocuğun yetiştirilmesi, sağlık barınma, eğitim vs. giderlerine velayet kendisine verilmeyen eşin mali gücü oranında katılmasını sağlamaktır. Tedbir nafakasının yanı sıra, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, diğer taraftan daha fazla kusurlu olmamak kaydı ile yoksulluk nafakası talep edebilir.
Yoksulluk nafakası talep edebilmenin ilk şartı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş olmaktır. Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir. Ancak, nafaka alacaklısının evlenmesi, taraflardan birinin ölümü durumunda kendiliğinden; yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi başka birisi ile birlikte yaşaması ve haysiyetsiz hayat sürmesi durumunda mahkeme kararı ile kaldırılabilir.
Yoksulluk nafakası boşanma davasında talep edilebildiği gibi evliliğin boşanma ile sona erdiren mahkeme kararının kesinleşmesinden sonraki bir yıl içinde de açılacak dava ile de talep edilebilir. Bağımsız bir dava şeklinde açılan bu dava nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinde açılır.
Boşanma halinde, eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümlere göre mallar tasfiye edilir. Eşler herhangi bir rejim tercih etmemişse, mallar, edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde tasfiye edilir. Mal paylaşımı davası, boşanma davası ile birlikte açılamaz. Mal paylaşımı davasının boşanma davası ile aynı anda, fakat ayrı bir dava şeklinde açılması halinde; mahkeme, boşanma davasının kesinleşmesini, mal paylaşımı davası için bekletici mesele yapar.
Şentürk&Dündar Avukatlık Bürosu olarak aile hukukuna ilişkin tüm ihtilafların çözümü ile ilgili hukuki destek ve danışmanlık verilmesi, gerekli tedbir taleplerinde bulunulması, davaların açılması ve yürütülmesi konularında müvekkillerimize hizmet vermekteyiz.