İş hukukunda özel hukukta olduğu gibi kişi iradeleri önemlidir. Bu husus, hukukunda da böyle olmakla beraber, bu hukuk dalında devletin ağırlığı, müdahalesi de oldukça fazladır. Bu yön ise iş hukukunu, kamu hukuku alanına yaklaştırmaktadır. Tüm bu nedenlerle iş hukuku, her iki hukuk dalının da özelliklerin taşıyan karma nitelikli bir hukuk dalıdır.
Sanayi devriminden sonra anlam kazanmaya başlayan çalışan hukukuna yönelik iyileştirici hükümler, insan haklarının giderek önemsenmesinden sonra önemli bir konu olmuştur. İş hukuku, hem çalışanı hem de işvereni koruyan ve devletle ilişkilerini düzenleyen kanundur. Kanun ile çalışan ve işveren arasındaki hükümler belirlenir ve herhangi bir uyuşmazlık halinde iki taraf arasındaki anlaşmazlık giderilir.
Ülkemizde İş Hukukunun en önemli kaynağı 4857 sayılı İş Kanunudur. Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Bu kanuna göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denilmektedir.
İŞ SÖZLEŞMELERİ
İş sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. İş sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Taraflar arasında iş ilişkisi başlamış ise işçi bunu her türlü delille ispat edebilecektir. İş sözleşmeleri çalışma biçimleri bakımından çeşitli türde oluşturulabilir.
Belirli Süreli Sözleşme
Belirli süreli sözleşme, İş Kanunu’na göre; “Belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan sözleşme belirli süreli iş sözleşmesidir.”
Belirsiz Süreli Sözleşme
Hangi tarihte sona ereceği belirlenmemiş sözleşmelere belirsiz süreli iş sözleşmeleri denilmektedir. Sözleşme imzalandığı tarihten itibaren geçerli olan bu sözleşmenin ıslak imzalı örneği işçiye verilmelidir. Belirsiz süreli iş sözleşmesinde herhangi bir nedenden fesih olursa bu durum karşı tarafa süresinde ve fesihten önce bildirilmesi gerekir.
Kısmi Süreli Sözleşme
İş Kanunu’nda işçiler için normal haftalık 45 saatlik çalışma süresi belirlenmiştir. İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir.
Çağrı Üzerine Çalışma Sözleşmesi
İş yerinde çalışanlardan birinin geçici bir süre ile çalışmaya ara vermesi veya sona erdirmesi durumunda işverenin bu süre zarfında ihtiyaç halinde ulaştığı ve çalıştırdığı işçiler ile kurulan ilişkiye Çağrı Üzerine Çalışma ilişkisi denir.
Deneme Süreli Sözleşme
İşçi ve işverenin iş sözleşmesini devam ettirip ettirmeme kararını belirli bir sürenin sonunda vermelerine imkan veren iş sözleşmelerine deneme süreli iş sözleşmeleri adı verilmektedir.
Takım Sözleşmesi ile Oluşturulan Sözleşme
Birlikte ekip halinde çalışan işçilerin başında olan takım lideri ile işveren arasında yapılan sözleşme türüdür.
İŞ KANUNU KAPSAMINA GİRMEYEN İŞLER
Sporcular bu kişilerin bir kulüp çatısı altında bulundukları için Borçlar Kanunu’na tabidir.
Rehabilite Edilenler Hastalık, kaza vb. durumlarda çalışma kabiliyetinde kayıp veya azalma olduğu taktirde, tedavileri sonrası çalışamayacağı için özel merkezlerde çalışma yaptırılır. İş Kanunu hükümleri uygulanmaz.
Ev Hizmetleri gündelik ev işlerinde çalışanlar İş Kanunu kapsamında yer almamaktadır. Ev hizmetlerinde çalışan kişi ve işveren arasındaki tüm hukuki ilişkiyi, Borçlar Kanunu ele alır. Ev hizmetlerinde sigortalı çalışmış olmak da iş kanununda yer almaz. İhbar ve kıdem tazminatı talep etme hakkı bulundurmaz.
Aile ekonomisine katkıda bulunmak amacı ile evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde iş kanunu hükümleri geçerli değildir.
Deniz taşıma işleri, iş kanununda yer almaz kapsam dışı tutulur.
Hava Taşıma İşleri iş kanunu kapsamında yer almaz. Borçlar Kanunu’nun hükümleri hava taşıma işlerinde geçerli olur.
50 yaş ve altında işçi çalıştıran tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerleri iş kanunu kapsamına girmez.
ZORUNLU ARABULUCULUK DAVA ŞARTI
İş Hukukunda Arabuluculuk hukuki statüsüne 12.10.2017 tarihinde kabul edilen İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile ulaşmıştır. İlgili kanunun 3. Maddesi uyarınca 01.01.2018 tarihinden itibaren “ Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’’
İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında arabuluculuk bir dava şartı değildir, doğrudan dava açılabilir. Arabulucuya başvuru süresi davaların zamanaşımı süresi ile aynıdır. Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiası ile bildirimden itibaren, bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmak zorundadır.
İŞ MAHKEMESİ
İş mahkemesi, iş hukuku uyuşmazlıklarından kaynaklanan alacak, tazminat, tespit vb. iş davalarına bakmakla görevli hukuk mahkemesidir.
İşçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemesi bakmakla görevlidir. İş mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır. İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir
Şentürk&Dündar Avukatlık Bürosu olarak, müvekkillerimize İş Hukuku kapsamında verdiğimiz başlıca hizmetler;
İşe iade davalarının hazırlanması ve dava sürecinin takibi,
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ve sair haklara ilişkin olarak açılacak davaların hazırlanması ve dava sürecinin takibi,
Hizmet tespit davalarının hazırlanması ve dava sürecinin takibi,
Haklı fesih ve sonrasındaki dava süreçlerinin takibi,
İş hukuku danışmanlığı hizmeti verilmesi,
İşçi – işveren arasındaki hizmet ilişkisinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların ele alınması ve çözüm yollarının oluşturulması,
İş sözleşmelerinin hazırlanması ve müzakere edilmesinde hukuki destek sağlanması,
İş Kanunu maddeleri ve iş hukuku mevzuatında yapılan değişiklikler kapsamında, iş sözleşmelerinin hızla revize edilmesi, tüm mevzuat uyumsuzluklarını ortadan kaldırılması,
İşçi-İşveren ilişkisi bağlamında, gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmesi ve şartlarının hazırlanması,
İşçi-İşveren ilişkisi kapsamında, tarafların kanuni yükümlülüklerini yerine getirmelerine yönelik ihtarnamelerin ve gerektiğinde fesih ihtarnamelerinin hazırlanması ve buna ilişkin sürecin takibinin yapılması,
Grev ve lokavt sürecinde müzakerelerinin sürdürülmesi ve danışmanlık verilmesi,
Toplu iş sözleşmeleri müzakerelerinin yürütülmesi ve sözleşmelerin kaleme alınması,
Taşeronlarla olan ilişkilerin düzenlenmesi,
Rekabet etmeme yükümlülüklerinin düzenlenmesi: Büyük ölçekli şirketlerin iş hukukuna ilişkin programlarının şekillendirilmesinde hukuki destek sağlanması,
İş hukuku dava dilekçelerinin hazırlanması,
İş Hukukuna ilişkin her türlü ihtilafların çözüm sürecinde temsil etme ve hakların savunulması.